13 Aralık 2011 Salı

HAYATA FARKLI IKI BAKIS ACISI


Çığlık çığlığa ana rahminden doğan her faninin gelecekte büyük işler başaracağına dair idealler de doğuyor.
Çocukken mahalle çocuklarıyla en coşkulu ve en uzun süreli oyunlar oynama isteği, gençken de sınıftakı o en iyi çocuğu/kızı sevmek , en heyecanlı olayların içinde kendilerini kanıtlama isteği. Zamanla en iyi üniversite mezunu olmak, en iyi işi kurmak yada çalışmak, ve beyinlerinde oluşan ‘O’ idealini bulmak ve hayatının geri kalan kısmını onunla sürdürme isteği. Olgunlaşınca en iyi düğünle evlenmek, en zeki çocuklar yapmak, çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmek, onları hep başarılı görmek, en güzel ev yapmak, en yüksek gelir sağlamak… yani bunlar böyle sürer gider…

Her insanın hayat İdealleri En lerle doludur. Ve tabiiki de bu idealler hayat arzusunun temelidir, bu temelde bizi ayakta tutan, gelişmemizi sağlayan amaç önemli bir faktörüdür. İşte bu doğrultularla yaşayan ya da henüz yaşamamış ve yaşayacak olan insanın hayatının herhangi bir döneminde beklenmedik bir anda Kara şimşekler çakar ve her şey siyaha boyanır. Artık hiçbir şey hayalindeki gibi olamaz. Her şeyin üstüne kara çizgiler atılır. EN lerin yerini Keşkeler alır. Yapabileceklerinden çok Yapamayacaklarına odaklanır artık. Geleceği Aydınlık iken, artık hep Karanlık olacaktır. Neticesinde bir çaresizlik oluşur, mecburiyetten boyun eğen herşeyi kabullenme çaresizliği…

Hayat bu, kimse yarının bize ne getireceğini bilemez. Ya imkanın varken elindekileri değerlendireceksin ya da her şey elinden gidince dizini döveceksin. Yani kısacası, Farkına varacaksın hayatın. Sabah uyanınca Güneşin ilk ışıklarını GÖREBİLMENİN, yağmur sonrası yer toprak kokusunu ALABILMENİN, sevdiklerine senin için ne kadar değerli olduğunu ve sevdiğini SÖYLEYEBİLMENİN, anne-babana sıkıca SARILABİLMEK, çimenlerin üstünde yalın ayak Yürüyebilmek, kuş seslerinin yarattığı o müthiş semfoni seslerini DUYABİLMENİN ve arkadaşlarınla aynı şeyi komik bulup aynı anda kahkaha atabilmenin FARKINA VARMAK.

0 yorum:

Yorum Gönder